Daha-Ne-İsteriz-K-Bu-Hayattan

Daha Ne İsteriz ki Bu Hayattan?

Kırmızı gül bahçenizi suladıktan sonra, taş oyuğunda biriken suda, sabah duşunu alıyorsa minik serçe,

Evdeki kahvaltınızda, çay bardağınız boşalınca, bardağınızı, açık çay sevdiğinizi bilen sevdiğiniz yeniden dolduruyorsa…

Hem gün doğumunu, hem de gurubu görüp, öğlen sıcağında, biraz şekerleme yapabiliyorsanız,

Koşup, terleyebiliyor, ağzınızı musluğa dayayıp, sonra da sıcak yüzünüze soğuk su çarpabiliyorsanız,

Yaralandığınızda, biri sizin için, yara bandınızı açıp yaranıza üfleyerek yapıştırıyor, sonra da elinizde tutup, ayağa kaldırıyorsa…

Dalını eğip meyve ağacının, kirazları, dutları yiyebiliyorsanız, Haziran sıcağında,

Koşuşturması bile hoşunuza gidiyorsa, bu hayatın, her yer buzla kaplıyken…

Telefonunuz çaldığında “Annem” ya da “Babam” yazıyorsa ekranda…

Gece güneşi uyumadan bekleyen oğlunuz, sizi uyutup, sabah gülümsemesiyle uyandırıyorsa şayet,

Gece sabaha kadar çalışırken, elinde kahveyle ansızın odaya giriyorsa, sevdiğiniz…

Su da ya da hava da mavinin tonlarını görebiliyor, suyun ve rüzgarın sesini duyabiliyorsanız…

Yıllar önce okuduğunuz kitabı raftan aldığınızda, kitap ayracı diye koyduğunuz, yere düşen kurumuş bir gül yaprağının sesi gümbürtüsü geliyorsa kulağınıza…

Ve

Saatin “tik tak” ları kafanıza inmiyorsa, ameliyat sonucunu beklerken sevdiğinizin…

Daha ne istersiniz ki hayattan…

Paylaşın:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir