Ben bir Makine Mühendisiyim ve Fırat Üniversitesi’nde Öğretim Üyesiyim.
Hemen cevaplayayım? Neden Makine Mühendisliğini seçtim. Çok eski bir otomobilimiz vardı. Rahmetli dedemin de eski bir pikabı. İkisi de sık sık arızalanırdı. Arabanın nasıl çalıştığına, motorun malzemesine ve sadece hayallerine kurabildiğim otomobillere olan tutkum, beni makine mühendisi yaptı. Makine Mühendisliğine girince de bir doğa bilimi olan ve bir enerji bilimi olan Termodinamiğe ilgim arttı.
2022 yılı itibariyle meslekte yirmi beşinci yılım. Enerji, Termodinamik, Akışkanlar Mekaniği ve Isı Transferi başlıklarında çalışmalar yapıyorum. Özelde ise, Yanma, Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (CFD), Enerji Depolama, Alternatif Enerji Kaynakları ve Nanoakışkanlar konularında çalışıyorum. Özellikle de enerji verimliliği temel araştırma alanlarım içerisinde yer alıyor.
Saydığım bu konularda 2008 yılından bu yana dersler veriyorum, projeler yapıyorum, makaleler yapıyorum. Bugüne kadar 500 den fazla Uluslararası (SCI index li) makalem yayınlandı, birçok uluslararası konferansa katıldım ve 20 den fazla projede görev aldım. Projeler hem sanayi projeleri hem de araştırma projeleri olarak farklı disiplinlerde yer aldı. Üniversite-Sanayi işbirliği, Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik konularında projelerde görev aldım ve eğitimler verdim. İcat çıkarma konusuna kafa yordum. Çok icat çıkaramadım ama sonunda bir patentim oldu. Bu alana çok emek verdiğim için, “ArGe Doktoru” markasını tescil ettirdim.
Makale nasıl yazılmalı? Makale yazmanın inceliklerini özellikle, benden sonra gelen arkadaşlarıma öğretmek için gayret sarf ediyorum. Makale Yazma Eğitimleri veriyorum.
Özellikle, orta öğretimde kadrolu olarak çalışan psikolojik danışman ve rehberlik konularında, fahri olarak üniversite öğrencilerine destek vermeye çalışıyorum.
Müzik ve edebiyata da, mühendislik kadar olmasa da tutkuluyum ve vakit ayırıyorum. Kendim için iyi bir okur olduğumu söyleyebilirim. Son yıllarda da kişisel gelişim, zaman yönetimi, proje yönetimi konularında çalışmalar yapmaya başladım.
Bir proje yazmaya başlamaya çalışıyordum ama başlayamıyordum. Birden fark ettim ki başlamak gerçekten hiç de kolay bir iş değilmiş. O gün bugün başlama enerjisi üzerine kafa yoruyorum. Epeyce, araştırma yaptım. Neden başlamaz insan bir işe? Bunun önündeki sorunlar nelerdir? Tüm topladıklarımı derledim. Ortaya, bir kitap çıktı. Adı mı? “ İstediğim Sorundan Başlayabilir miyim?”
Projelerde edindiğim bilgileri, proje yazma deneyimi mi? Karşılaştığım güçlükleri. Hem yürütücü, hem araştırmacı hem danışman hem hakem hem de TÜBİTAK Grup Yürütme Kurulu üyesi olarak edindiğim deneyimleri isteyenlerle her zaman paylaşıyorum. Hatta, “proje yazma eğitimi” başlığında herkes bu eğitimlerime ulaşabilir.
Gülümsemenin yüzüne yakışmadığı hiçbir insan tanımıyorum. Bu benim mottom. Rekabetim hep kendimle oldu.
“Samimiyet” en sevdiğim, en değer verdiğim kelime. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Samimi değilsen eğer, kafanın arkasında başka şeyler varsa hep, o zaman yolun açık olsun.
Bir başka prensibim de, eğer birlikte bir iş yapıyorsak, kazanalım-kazanalım yani kazan-kazan.
Dost kalalım… Sonuçta hayat çok kısa…